Rusya basınında geçen hafta:

“Ukrayna, Trump’ın önceliği olmayacak”

Rusya basınında geçen hafta Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Nikolay Patruşev’in Ukrayna ve Donald Trump ile ilgili açıklamaları, Suriye'deki son gelişmeler ve Türkiye'deki sahte alkol ölümleri vardı.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 19 Ocak 2025
  • 22:30

Geçen haftanın en önemli haberlerinden biri, Rusya Devlet Başkan Yardımcısı ve Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Nikolay Patruşev’in röportajıydı. Patruşev’in geçen yıl 12 Mayıs’ta 16 yıldır başında olduğu Rusya Güvenlik Konseyi sekreterliğinden alınması, her ne kadar daimi üye statüsü korunmuş olsa ve her ne kadar devlet başkanı yardımcısı atansa da, bana şaşırtıcı gelmişti; zira Patruşev, zaman zaman andığım gibi “Bay Siloviki”dir ve kariyerinde bir düşme söz konusu olamaz. Gerçekten de hemen ertesi gün Deniz Kolezyumu başkanlığına atandı. Bu, Britanya’nın donanma bakanlığına benzer, ancak sivil deniz yollarını da ilgilendirdiği ölçüde çok daha önemli bir görevdir. Dolayısıyla, Patruşev’in söylediği her şeyin önemle üzerinde durmaya devam etmek gerek.

Nezavisimaya Gazeta’nın MB’nın para-kredi siyasetinin Rusya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisine yönelik Bilimler Akademisi raporuna dayanan haberi de önemli. Bu siyaset banka sermayesini güçlendirmeye yönelik (başka bir yerde daha yazdığım gibi, Rusya’da bankacılık sektörünün yüzde 70’e yakını devletin kontrolünde olmaktan başka devlet bankaları da sadece banka değildir) ve bu siyasetin sonuna gelindiği anlaşılıyor; ancak kapitalist işletmelerin enflasyonu tetikleyen ruble kurunu savunması da dikkate değer.

Patruşev: “Ukrayna devletinin varlığı tamamen son bulabilir”

Bugün dünyada ciddi değişikliklere tanık oluyoruz. Sadece jeopolitik durumu değil ekonomide, teknoloji alanındaki gelişmeleri, sosyal ve kültürel süreçleri de kastediyorum. Bu boyutta tektonik kaymalar son defasında SSCB’nin dağılmasından sonra olmuştu. O zaman batı yeni gerçeklere normal bir şekilde uyum sağlayamadı ve soğuk savaş dönemindeki gibi yaşamaya, sürekli düşman aramaya devam etti.

… Biden başkanlığı Beyaz Saray’ın ve sıradan yurttaşların önceliklerinin derinden farklı olduğunu gösterdi. Her Amerikalının daha ilkokuldan bildiği Amerika’da halkın halk için ve halk adına yönettiği gerçeklerle örtüşmüyor. Bu nedenle sıradan Amerikalılar refahlarına katkıda bulunabilecek her tür fikri kabul edeceklerdir. Aile değerlerinin desteklenmesi, sağlıkta durumun iyileştirilmesi, yangınlarla ve yasadışı göçle mücadele tedbirlerini memnuniyetle karşılayacaklardır.

Elbette, Trump’ın niyetlerini tamamen gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini zaman gösterecek. Birinci döneminin ortaya koyduğu gibi ABD’deki kötü şöhretli derin devlet çok güçlü. Onun dönüş yapmasına izin vermeyebilir. Ama seçim kampanyası ve Trump’a suikast girişimi en akla gelmeyecek senaryolara bile hazır olmak gerektiğini gösterdi. … Devlet başkanlığı görevine gelinceye kadar, keza başkanlık makamında da Trump’ın ve çevresinin güvenliğini sağlamak son derece önemli.

… Ukrayna Trump’ın öncelikleri arasına girmeyecek. Onu daha çok Çin endişelendiriyor.

Ayrıca, dediğiniz gibi, Grönland, Panama kanalı, Meksika, Kanada konusundaki ilgisini de ifade etti. Dünya haritasının kendi menfaatlerine göre yeniden çizilmesi ve başka kıtalardaki ülkelerin işlerine karışmak bir Amerikan geleneğidir.

… ABD’nin Çin’le ilişkilerine gelince Washington ve Pekin arasındaki ihtilaflar bence keskinleşecektir, ayrıca Amerikalılar bunları kendileri de yapay olarak şişirecektir. Çin bizim için özellikle ayrıcalıklı stratejik işbirliği ilişkileriyle bağlı olduğumuz en önemli ortağımızdı ve öyle kalacak. …

Bizim için başlıca öncelik bütün dünyada yurttaş ve ülkemiz insanlarının korunması ve refahıdır. Uluslararası açıdan konuşmak gerekirse, bir dizi ülkede, elbette Baltık’ta ve Moldova’da Rus nüfusuna yönelik ayrımcılık son bulmalıdır.

… Kişinev’in saldırgan retoriğinin Moldova’nın başka bir devletin bünyesine katılması veya varlığının büsbütün son bulmasına yol açması ihtimalini dışlamıyorum. Bu durumda, neonazizm ve rusofobinin daha özel askeri harekattan çok önce ülkeyi çöküşe sürüklediği Ukrayna örneğine bakılabilir.

… Rusya’nın Ukrayna’yla ilgili çizgisine gelince, bu değişmeden kalıyor. Bizim için önemli olan özel askeri harekatın hedeflerine varılmasıdır. Bunlar biliniyor ve değişmedi.

… Anayasamız uyarınca ülkemizin ayrılmaz parçası olan Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin, Zaporoje ve Herson oblastlerinin, Kırım cumhuriyeti ve Sivastopol’ün Rusya Federasyonu bünyesine girdiğinin dünyada kabul edilmesi de aynı şekilde önemli.

Ukrayna halkının bizim için yakın, kardeş, Rusya’yla pek çok bağla bağlı… olarak kalacağını da vurgulamak isterim.

… İçine girdiğimiz yıl Ukrayna’nın varlığının tamamen sona ermesi de ihtimal dışı değildir.

… Londra’yla, Brüksel’le filan konuşacak bir şey yok. … (Komsomolskaya Pravda, 14 Ocak)

“Türkiye’nin desteği yeni yönetimin bağımsız hareket alanını daraltıyor”

Suriye’de merkezi hükümetin düşmesinden sonra ortaya çıkan yeni güç dengesi Türkiye’ye kendi kurallarını dikte etme fırsatı verdi. … Şam’ın Türkiye’nin tavsiyelerini dikkate almak zorunda olduğuna şüphe bulunmamalı. Türkiye halihazırda Şam’a sivil ve askeri yapısının yeniden tesisi konusunda cömert vaatlerde bulundu. Yeni düzeni korumak için zaruri olan Suriye birleşik silahlı kuvvetlerinin kurulmasını Türkiye’nin askeri danışmanlarının dolaysız katılımları olmaksızın düşünmek pek mümkün değil. Kuşkusuz Türkiye’nin güney komşusuna sağlamayı planladığı tüm destek, şu anda sahneye hakim olan islamcı gruplarla uzun süredir devam eden ilişkilerine bakıldığında da mantıklı görünüyor. Ama böyle aktif bir bağış durumunun Şam’daki yeni yetkililere az çok bağımsız kararlar alabilmeleri için geniş bir alan bırakması pek mümkün değil. …

Türkiye’nin Suriyeli kilit grupların desteğiyle Kürtlere karşı bir saldırı başlatma yönündeki açık tehditleri, Şam’ın düğümlenmiş meseleleri iç savaş mantığı dışında çözme kabiliyeti ve isteği konusunda şüpheler uyandırıyor.

Bu çelişki, kısa bir süre önce Suriye’deki azınlıkların kaderini görüşmek üzere ABD’ye ziyarette bulunan İsrail’deki Dürzi toplumunun lideri Muafak Tarif tarafından da dile getirildi. Tarif’e göre, “O (el Şara. — NG) çok güzel konuşuyor ve anladığım kadarıyla batı da bundan memnun; söylenenler hoşuna gidiyor. Ama azınlıklar büyük korku içinde. Açıklamaların eylemlerle desteklenmesini istiyoruz.” …

Pek çok şey Suriye’nin Kürt özerkliğini pratikte ne yapacağına bağlı. Buna karşı Türkiye’nin ileri sürdüğü kuvvet seçeneği diğer Suriyeli aktörlere güçlü bir olumsuz sinyal gönderecek ve yeni yetkililerin itidali oynamasına da güçlü bir darbe vuracak. (Nezavisimaya Gazeta, 14 Ocak)

“MB’nın para-kredi siyasetinin sanayi işletmeleri üzerindeki olumsuz etkisi”

Rusya’daki girişimlerle yapılan anket, geçen yılın sonuna doğru çalışma şartlarının önemli ölçüde bozulduğunu gösterdi. İş dünyasındaki başlıca olumsuz algı Rusya karşıtı yaptırımlarla ilgili olduğu kadar Merkez Bankası’nın kredi ve yatırımları frenleyen siyasetiyle de ilgili. 2025 başında Rusya ekonomisi üzerindeki yaptırım baskısı önemli ölçüde arttı ve bu durum Rusya’da reel sektördeki işletmelerin durumunu daha da bozmakla tehdit ediyor.

2024 yılı sonunda, yaptırımlardan etkilendiğini düşünen işletmelerin oranı yüzde 69,3’e yükselirken, yaptırımlardan etkilenmeyen işletmelerin oranı yüzde 23,3’e düştü. 2024 sonunda deneklerin yarısı yaptırımların sonuçlarını kesinlikle olumsuz olarak değerlendirdi. Anket sonuçları Rusya Bilimler Akademisi Kamu İktisadı Tahmin Enstitüsü (RAN İNP) tarafından yayınlandı.

Ankete enerji, metalürji, kimya, makine yapımı, hafif sanayi, gıda, ormancılık, ağaç işleme, kağıt hamuru ve kağıt endüstrisi, ilaç, matbaacılık ve parfümeri sektörlerinde faaliyet gösteren 150 işletme katıldı. Bu anketler, ankete katılan işletmelerin bulunduğu ülkenin 43 bölgesindeki durumu yansıtıyor. …

Yaptırımlara ek olarak, en önemli olumsuz faktör olarak mali ve kredi şartlarının kötüleşmesi sayıldı. İNP’ye göre, 2022-2024 döneminde işletmelerin aşırı kredi maliyeti ve kredi almanın imkansızlığı konusundaki şikayetlerinin sıklığı yaklaşık üç kat arttı. Geçen yılın sonunda, ankete katılan işletmelerin neredeyse yüzde 69’u Rusya MB tarafından izlenen yüksek faiz siyasetinin Rusya ekonomisi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu savunurken, katılımcıların sadece yüzde 5,4’ü bu siyasetin sonuçlarını olumlu değerlendirdi. İşletmelerin yüzde 85’i ise ruble kurunun artmasından ya da sabit kalmasından yana. (Mihail Sergeyev / Nezavisimaya Gazeta, 15 Ocak)

Gazete Duvar / 19.01.25