İstanbul Barosu, İbrahim Kaboğlu ile 10 yönetim kurulu üyesinin görevlerine son verilmesi ve seçim yapılması talebiyle açılan davanın ardından bugün Olağanüstü Genel Kurul toplantısı gerçekleştirdi.
Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurul’a mevcut baro yönetimine alternatif hiçbir grup aday göstermedi.
İstanbul Barosu başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu konuşmasında "Türkiye’de 2 aydır yargı mensuplarının aracılığıyla savunma nasıl çökertilir diye prova yapılıyor. 11 üyeli yönetim kurulu eksiktir, delil üretilerek özgürlüğünden alıkonulmuştur" sözlerini söyledi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise şunları ifade etti:
"Şimdi hukuksuz, mesnetsiz suç duyurularıyla, cunta döneminde dahi işletilmemiş görevden alma hükümleriyle cübbemizi iliklememiz isteniyor ya da bekleniyor ise şunu tekrar ifade edelim. İktidarların sağladığı güce tapmayız, zulme ve baskıya boyun eğmeyiz, biat etmeyiz. Eğilmeyiz, bükülmeyiz çünkü gücümüzü erkten değil; haktan, halktan ve hukuktan alırız. Hak bildiğimizi söylemekten asla vazgeçmeyiz. Çünkü biliyoruz ki, biz susarsak, savunma susarsa adalet susar. Adaletin sustuğu bir yerde de ne demokrasi ne düzen ne de kalkınma olur. Tam da bu yüzden, ülkemizin bugünü ve geleceği için bizim susma hakkımız yok. O nedenle tarihi sorumluluğumuzu yerine getiriyor, İstanbul Barosu’nu ve Genel Kurulu’nun iradesini savunuyoruz. Her zaman yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz gibi.”
Genel Kurulda eski İstanbul Baro başkanlarından Ümit Aksakal, Mehmet Durakoğlu ve Filiz Saraç da konuşma yaptı.
Geçtiğimiz ay tutuklanan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fırat Epözdemir ise gönderdiği mektupta “Bizlerin geleneği tutuklanmaktan asla korkmayan Tahir Elçilerin, özgürlüğü ve adaleti savunanların geleneğidir. İstanbul Barosu, insan hakları ve demokrasinin sarsılmaz kalesidir. Baromuza diz çöktürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir" sözlerini söyledi.
Can Atalay da olağanüstü genel kurulu selamladı.
Genel Kurul salonuna “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Fırat Epözdemir’e özgürlük”, “Savunmaya dokunma”, “Hak, hukuk, adalet” pankartları asıldı.
