Krizin faturasını reddediyoruz!

İnsanca bir yaşam istiyoruz!

Şimdi sefalet ücretlerine, sömürüye, yoksulluğa, güvencesizliğe karşı iş yerlerinde, fabrikalarda, mahallelerde örgütlü birliğimizi kurma; “insanca çalışma koşulları ve insanca yaşamaya yeten ücret” talebimizi bulunduğumuz her alanda yükseltme zamanıdır.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 18 Ocak 2025
  • 19:00

Kapitalist sistemin yapısal sorunlarından biri olan ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşiyor. Krizin çok yönlü faturası ise, gerici-faşist iktidarın icraatlarıyla milyonlarca işçi ve emekçiye kesiliyor. Yüksek enflasyon, temel tüketim maddelerine sistematik olarak yapılan zamlar, artan hayat pahalılığı, vergi adaletsizliğinin derinleştirilmesi işçi ve emekçiler için yaşamı çekilmez hale getirmiş durumda. Kapitalistler ise, maşa olarak kullandıkları AKP-MHP rejimi eliyle İMF politikalarını hayata geçirerek kasalarını doldurmaya devam ediyor. 

Açlık sınırının 21 bin, yoksulluk sınırının 74 bin TL olduğu ülkede asgari ücret 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Asgari ücret ise artık “olağan” ve yaygın ücret durumunda. Hal böyleyken, memur ve emekli maaşlarına yüzde 11 ve yüzde 15 zam yaparak maaşları açlık sınırının bile çok altına çeken AKP iktidarı, sermayedarların emrinde olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. İcraatlarıyla geniş emekçi kesimlere savaş açan rejim, pervasızlıkta hiçbir sınır tanımayacağının ve saldırıların devam edeceğinin sinyallerini de veriyor.

Kadınların yoksulluğu derinleşiyor!

İşçi ve emekçi kadınlar, milyonlarca işçi ve emekçiye dayatılan sefaletin en ağırına maruz bırakılıyor. DİSK-AR’ın son verilerine göre, asgari ücret ve altında ücretlerle çalışanların oranı yüzde 43,6’ya ulaşmışken, kadın işçilerde bu oran yüzde 54,5 civarındadır. Erkek işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen kadın işçilere daha düşük ücret ödeniyor. Her 5 kadından 4’ü esnek veya kayıt dışı çalıştırılıyor. Kriz bahanesiyle ilk elden işten çıkartılan kadınlar içerisinde geniş tanımlı işsizlik oranı da rekor kırarak yüzde 35’e ulaşmış durumda. Ev işleri, çocuk-hasta-engelli bakımı gibi toplumsal işler üzerine yıkılarak çalışma yaşamının dışına itilen emekçi kadınlar ise, yoksulluğun en ağır şekilde vurduğu kesimi oluşturuyor. 

Sömürüye dayalı bu sistemde kadınların baskı altına alınarak ikincil konuma itilmesi, kadın düşmanı söylem ve politikaların AKP iktidarı tarafından tırmandırılması, kadınların gerek ucuz ve esnek iş gücü olarak kullanılması gerekse eve kapatılıp çalışma yaşamının dışında tutulup güvencesizliğe itilmesi kadınların yaşadığı yoksulluğu genişletip derinleştiriyor. Kadın emeği açgözlü sermayedarların çıkarları doğrultusunda fütursuzca kullanılıyor. “Kullan-at” işçilik sisteminin ilk tercihi olan kadın işçiler ise kayıt dışı, geleceksiz, güvencesiz ve düşük ücretlerle daha fazla sömürüye maruz bırakılıyor.

İnsanca bir yaşam ve çalışma koşulları için mücadeleye!

Kapitalistler, AKP iktidarı eliyle krizin faturasını milyonlarca işçi ve emekçinin sırtını yıkıyor. Bizlerin emeği üzerinden kendileri için koca bir sömürü cenneti yaratıyorlar. Kazanılmış haklarımız bir bir gasp ediliyor, geleceğimiz çalınıyor. Uzun çalışma saatleri, esnek-güvencesiz-ağır çalışma koşulları ve sefalet ücretleri “olağan” ve “kalıcı” hale getiriliyor. 

Hem kapitalistlerin hem de onların vurucu gücü olan iktidarın pervasızlığının bir nedeni de bizlerin suskunluğu ve örgütsüzlüğüdür. Oysa ki içerisinde bulunduğumuz koşullar genelde işçi sınıfına özelde işçi ve emekçi kadınlara mücadele dışında bir seçenek bırakmıyor. Bizler, kapitalistlerin kasaları dolsun diye itildiğimiz sefalete, sömürüye mahkum değiliz. Bizlere dayatılan sefalet ücretlerini reddedip, insanca yaşayabileceğimiz bir ücreti ancak mücadele ederek ve üretimden gelen gücümüzü kullanarak kazanabiliriz. Kadın işçilerin ön saflarında yer aldığı direnişlerle neleri başarabileceğini yakın zamanda gerçekleşen Polonez direnişinde ve başka pek çok mücadele deneyiminde gördük.

Şimdi sefalet ücretlerine, sömürüye, yoksulluğa, güvencesizliğe karşı iş yerlerinde, fabrikalarda, mahallelerde örgütlü birliğimizi kurma; “insanca çalışma koşulları ve insanca yaşamaya yeten ücret” talebimizi bulunduğumuz her alanda yükseltme zamanıdır. İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak tüm işçi ve emekçi kadınları insanca yaşam mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları