Saray rejiminden Libya’da savaş kışkırtıcılığı

Saray rejiminin savaş bakanı Hulusi Akar, TSK komuta kademesiyle ziyaret ettiği Libya’da savaş kışkırtıcılığını sürdürdü.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 27 Aralık 2020
  • 23:59

Türk sermaye devletinin savaş bakanı Hulusi Akar, TSK komuta kademesinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kuvvet Komutanları ile birlikte gittiği Libya’da yaptığı açıklamalarla savaş kışkırtıcılığını sürdürdü.

NATO saldırısıyla Muammer Kaddafi yönetiminin 2011'de devrilmesinden sonra ülke değişik ülkelerin işgaline uğradı. Libya'nın batısının kontrolü, Katar ve Türkiye'nin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH), Libya'nın doğu ve güneyinin kontrolü ise Mısır, Suud krallığı, BAE, Rusya, Fransa ve İtalya'nın desteklediği Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusu ve Tobruk hükümetinin elinde bulunuyor.

Libya'da vekalet savaşını sürdüren Hafter ve UMH güçleri BM'nin arabuluculuğunda Ekim ayında yaptıkları görüşmelerde ateşkes konusunda uzlaşmıştı. Ateşkes uzlaşmasından sonra Kasım ayında Tunus'ta yürütülen görüşmelerin sonucunda ise devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 2021 yılı sonunda yapılması konusunda mutabakat sağlandı.

Çok taraflı ve aktörlü savaşlarda, savaşın tarafı olan devletlerin değişik hesaplar peşinde koşmaları bu savaşlara çözüm bulmanın başlıca engeli olarak ortaya çıkar. Bir ülke veya çatışma bölgesi için başlayan uzlaşma ve barış görüşmeleri, umduğunu bulamayan devletler tarafından, bir başka ülke veya bölgede yeni bir kriz ve gerilim alanı yaratılarak boşa çıkartılmaya çalışılır. Çok taraflı ve aktörlü savaşlara sahne olan Libya'da da, sağlandığı açıklanan uzlaşmanın ömrünün ne kadar olacağı, 2021 yılı sonunda devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması konusunda varılan mutabakatın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsizliklerle doludur.

Libya'da sağlanan uzlaşmadan umduğunu bulamayan Türk sermaye devleti daha başından itibaren değişik provokasyonlar peşinde koşarak, pamuk ipliğine bağlı olan uzlaşmayı boşa çıkartmak için savaş kışkırtıcılığından vazgeçmiyor.

Kuvvet komutanlarıyla birlikte Libya'ya giden savaş bakanı Hulusi Akar yaptığı açıklamada, “Libya'daki temel sorun darbeci Hafter grubu ve onu destekleyenlerdir, problem buradan kaynaklanıyor” diyerek, UMH'yi Hafter güçlerine karşı sözüm ona cesaretlendirmeye çalıştı.

Almanya ve Fransa'nın emperyalist çıkarlarını korumak için Avrupa Birliği'nin başlattığı ve Libya'da savaşan taraflara yönelik silah ambargosunun denetlenmesini hedefleyen İrini Operasyonu’nu da eleştiren Akar, operasyonun “Libya’nın meşru hükümeti ile herhangi bir koordinasyon yapılmadan, işbirliğine gidilmeden ve BM’nin bu konuda açık ve net bir kararı olmadan başlatıldığını” söyledi. “Bu, taraflı, yanlı ve meşruiyeti tartışmalı bir harekât. Dolayısıyla bunun kabul edilmesi mümkün değil” diyen Akar, uzlaşmanın tarafı olan ve bir süredir Saray'dan uzaklaşma emareleri gösteren UMH'yi anlaşmadan çıkmaya zorladı.

Arsızlık ve pervasızlıkta sınır tanımayan Akar, işgalci olarak bulundukları Libya'da Libya askerlerini “savaş suçlusu, cani ve katil” olarak niteleme cüretini gösterdi. İşgalci komiser edasıyla esip gürleyen Akar, “Hafter ve destekçileri bilmelidirler ki Türk unsurlarına yapılacak herhangi bir saldırı girişiminde katil Hafter unsurları her yerde meşru hedef olarak görülecektir” ifadelerini kullandı.

Provokatif açıklamalarının yanı sıra bir ateşkesin sağlandığını da “hatırlayan” Akar, “Buradaki mesele herkesin bu siyasi çözümün bulunmasına katkı sağlamaktır. Bunun dışında yapılacak her türlü hareket yanlıştır. Libya’nın birliği, bütünlüğü ve Libya’nın Libyalılara ait olduğu esastır” riyakarlığında bulundu.