AKP-MHP iktidarının kayyım saldırısının sonuncusu Van Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleşti. Daha öncekiler gibi Van Büyükşehir Belediye başkanı Abdullah Zeydan’a da rejimin elindeki yargı aparatı eliyle üretilen “suçla” kesilen ceza kayyıma gerekçe gösterildi.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana Hakkâri, Esenyurt, Batman, Mardin, Halfeti, Dersim, Bahçesaray, Akdeniz, Ovacık, Siirt ve son olarak Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atandı.
Kürt halkının kazanımlarını yok saymayı hedefleyen kayyım saldırısı “seçme-seçilme hakkı”nı tek kalemde yok sayarken, yaşanan süreç “seçmen iradesi” sözünün de ikiyüzlülükten başka bir anlama gelmediğini bizlere gösteriyor.
Kayyım rejimi, Kürt halkının iradesinin gasp edilmesinin yanı sıra aynı zamanda ranttan beslenen AKP iktidarı ve yandaşları için yağma ve talan anlamına da geliyor.
8 Eylül 2016’dan bu yana Kürt halkının yaşadığı bölgelere toplam olarak 154 kayyım atandı. DEM Parti’nin verilerine göre 2016-2019 yılları arasında 24 belediyenin kayyım atanmadan önceki toplam borcu 730 milyon iken, 31 Mart 2019’da bu borcun 5,6 milyara ulaştığı görüldü. 2.5 yıllık süre içerisinde 24 belediyenin kayyımları yaklaşık 5 milyar TL borçlandı. Bu devasa paraların yandaşlar tarafından yağma ve talan edildiği su götürmez bir gerçek… İçlerinde makam odasını lüx içinde inşa edenini mi ararsınız, sonrasında dolandırıcılıktan tutuklananı mı, yoksa “653 kişiyi işten çıkardım, büyük zevk aldım” diyeni mi… İşte size kayyım gerçeği!
Bir yandan “yeni bir süreç”le birlikte hayaller yayılırken öte yandan AKP-MHP iktidarı eliyle faşist baskı ve terör tırmandırılıyor, kırıntı düzeyindeki haklar gasp ediliyor.
Antep Başpınar işçilerinin eylemlerinin önünü kesmek için kentte OHAL ilan ediliyor, sabahına ise Van büyük şehir belediyesi binasına çok dört koldan operasyon yapılıyor.
Artık tükenen ve ayakta kalmak için baskı ve terörü artırmak dışında seçeneği kalmayan Saray rejiminin saldırılarını püskürtmek için yegâne yol, “işçilerin birliği, halkların kardeşliği”ni büyütmekten geçiyor.