Didim’de kaldıkları ev basılarak gözaltına alınan ve keyfi gerekçelerle 29 Kasım’da tutuklanan Serdar Gür, Yücel Memiş ve Rohat Ayas götürüldükleri Söke T Tipi Cezaevi girişinde çıplak arama işkencesine maruz kalmışlardı.
Aydın E Tipi Cezaevine götürülen Fatma Alökmen ve Emine Turan ise yaklaşık iki hafta tecrit hücresinde tutulmuş, sabahları kahvaltı yerine sadece kuru ekmek verilmiş ve Emine Turan’ın kullanması gereken ilaçlar verilmemişti. Daha sonra sevk edildikleri İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde de Emine Turan’ın ciddi rahatsızlıkları olmasına rağmen ilaçlarına ulaşımı geciktirilmekte ve ciddi sağlık sorunları yaşamasına neden olacak adımlar atılmaktaydı. Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası ve tutsak aileleri 23 Aralık Pazartesi günü İHD İzmir Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek keyfi gerekçelerle tutsak edilen sınıf devrimcilerine dönük cezaevlerinde uygulanan işkence ve baskıları kamuoyuyla paylaştılar.
Bugün (23 Aralık) saat 11.00’da İHD salonunda gerçekleştirilen basın toplantısında okunan metinde, Didim’de yaşanılan keyfi tutuklama süreci özetlenerek, bunun toplumun bütününü hedefleyen baskı ve yasakların, tutuklama saldırılarının bir devamı olduğunun altı çizildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Didim emniyeti, savcılığı ve hakimliği tarafından tam bir hukuk skandalıyla tutuklanan Fatma, Yücel, Rohat, Serdar ve Emine için bir kez daha yan yana gelmiş bulunuyoruz. Bu tutuklama süreci ülkenin siyasal ve hukuki tablosunun özetidir. Onlar şahsında hedeflenen işçi sınıfı ve emekçilerin eşitlik ve özgürlük mücadelesidir. Bu tutuklamalar ülkede hemen her gün yaşanılan baskı, gözaltı ve tutuklama saldırılarının bir parçası ve devamıdır.”
Açıklamada cezaevlerinde karşı karşıya kalınan saldırılar için şu ifadeler kullanıldı:
“Keyfi tutuklama saldırısı ile başlayan süreç cezaevlerinde de sürmektedir. Yücel Memiş, Serdar Gür, Rohat Ayas götürüldükleri Söke T Tipi Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına maruz kalmışlardır. Bu ülkede çıplak arama gözaltı süreçlerinde, cezaevlerinde karşılaşılan ve sıkça gündeme gelen insanlık dışı bir uygulamadır. İktidar sahiplerinin ısrarla “yok” dediği bu işkence Serdar, Yücel ve Rohat’a gardiyanlar tarafından dayatılmış, bu sırada bizzat cezaevi doktoru da bulunmuş, onun gözetiminde gerçekleştirilmiştir.”
Her ne kadar iktidar sahiplerinin çıplak arama işkencesi “yoktur” dese de sıklıkla karşılaşılan bir saldırı olduğunun altı çizilen açıklamada, İHD raporlarına yansıyan çok sayıda başvurulardan örnekler verildi. Metinde kadın tutsakların karşı karşıya kaldıkları ise şu şekilde ifade edildi:
“Söke T Tipi Cezaevi’nde bunlar yaşanırken, Aydın E Tipi Cezaevine götürülen Fatma Alökmen ve Emine Turan ise yaklaşık iki hafta boyunca tecrit hücresi kabul edilebilecek bir yerde tutulmuşlardır. Bu süre içerisinde sabahları kahvaltı yerine sadece kuru ekmek verilmiştir. Ciddi rahatsızlıkları olan Emine Turan’ın sağlık ihtiyaçları karşılanmamış, kullanması gereken ilaçlar temin edilmemiştir. Şu sıralar sevk edildikleri İzmir-Şakran Kadın Kapalı Cezaevin’de de gerekli ilaçların verilmesi geciktirilmekte, ciddi sağlık sorunları yaşanmasına adeta davetiye çıkartılmaktadır.”
Açıklama son olarak şunların ifade edilmesiyle bitirildi:
“Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Keyfi gerekçelerle tutuklanan Fatma Alökmen, Yücel Memiş, Rohat Ayas, Serdar Gür ve Emine Turan derhal serbest bırakılmalıdır. Çıplak arama işkencedir, işkence insanlık suçudur, tüm sorumlular hesap vermelidir. Tüm hasta mahpuslar tahliye edilmelidir.”
Basın toplantısında söz alan tutsak avukatlarından Şule Aslan Hızal, bir işkence yöntemi olan çıplak arama saldırısının yaygınlığından bahsederek, Söke T Tipi Cezaevi’nde “görüldüğü kadarıyla bu artık rutin bir uygulama haline gelmiştir” dedi. Gerçekleştirilen suç duyurularına ek olarak avukatlar olarak da bu saldırıya karşı suç duyurusunda bulunacaklarını, çıplak arama işkencesinin cezaevi doktoru gözetiminde yapılmasına karşı da girişimlerde bulunacaklarını ifade etti.
İHD İzmir Şubesi adına alınan sözde ise, İHD’ye aileler tarafından yapılan çıplak arama işkencesi başvurusu ve Emine Turan’ın ilaçlarının verilmemesi hakkında gerekli girişimlerin yapılacağının altı çizildi.
Basın toplantısına DKDER, SMF, Kaldıraç Hareketi katılarak destek verdi.
Kızıl Bayrak/İzmir