Yalan, çarpıtma ve rakam oyunlarıyla ekonomiyi yönetmeye çalışan saray iktidarı attığı her adımda biraz daha fazla teşhir oluyor. TÜİK’in sahte enflasyon oranlarını referans alarak işçi ve emekçilere sefalet ücreti dayatıyor. İnsanca yaşanabilecek bir ücret talebini ise “enflasyon artar” söylemiyle bastırmaya çalışıyor. Görüldüğü kadarıyla bu söylem toplumda bir karşılık da buluyor.
Oysa ülkenin ekonomi yönetiminin hesapları ve propagandası gerçek hayata sığmıyor. Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 21'den yüzde 24'e güncelledi. Enflasyon beklentisi yılın ilk ayında şaştı. Hemen her yıl aynı senaryo ile karşılaşıyoruz. İfade edilen oranların gerçeğin çok altında olmasına rağmen tutturulamadığını, yıl içinde birçok kez güncellenmek zorunda kalındığını biliyoruz. Aralık ayında asgari ücrete resmi enflasyon oranının altında bir zam olan yüzde 30 artış yapılmış, enflasyonun düşmesi için fedakârlık yaygarası bir kez daha kopartılmıştı. İlk ayında şaşan enflasyon tahmini bir kez daha gösterdi ki, “ücretler artarsa enflasyon da artar” yalanı yatsıya kadar dahi sürmedi.
Mehmet Şimşek'in IMF patentli ekonomi programına göre, ücretleri düşürüp işçi ve emekçileri temel insani ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale getirirsek, yani kimse bir şey alıp satamaz ise enflasyon doğal olarak düşecekti. Kararlı bir şekilde uyguladıkları bu emek düşmanı ekonomi programının işçileri sefalete mahkûm etmesinin yanı sıra enflasyonu düşürmeye de bir faydasının olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.
Lafla peynir gemisi yürümez! Ancak yalancının mumu yatsıdan önce sönse de işçiler hakları ve talepleri için mücadeleye girişmediği sürece, kapitalist patronlar ve onlar adına ülkeyi yönetenler çarklarını döndürmeye devam ediyorlar. Çoğu durumda söylediklerinin bir karşılığı olmadığını bilseler de, tepki görmeyince işlerine devam ediyorlar.
İşçilerin yaşamı rakam cambazlıklarına feda edilemez. Enflasyon milyonları aç bırakarak düşürülemez. Kapitalistlerin kâr oranlarını korumak için gündeme gelen bu ekonomi programını işçiler reddetmeli, insanca bir yaşam ve çalışma koşulları için mücadelesini güçlendirmelidir. Krizi biz yaratmadık, faturasını da ödemeyeceğiz.