Ocak ayı ile birlikte sermayedarların yalan ve ağlama dönemi geldi. Her sözleşme öncesi ocak ve temmuz zamları yaklaşırken fabrikalarımızda değişmeyen gerçeklerden biri budur. İşler kötü, ülkenin durumu belli, siparişler azaldı, işçi çıkarmasak iyi gibi cümlelere tüm işçi arkadaşlarımız alışkındır. Oysa ki krizin derinleştiği son beş yılda, söylemlerin tam tersi yaşanıyor. Patron sınıfının karı arşa uzandı. İşçi sınıfı ise neredeyse dibi görecek.
Ama bu durum bir şeyi değiştirmiyor. Kapitalistler kendi dertlerinde. Ege bölgesinin sermayedarlarının örgütlerinin yeni yıl vesilesiyle yaptığı açıklamalara bakarsak hem bunu hem de kapitalistlerin ne kadar yüzsüz olabileceğini görürüz.
İzmir Ticaret Odası yönetim kurulu başkanı Mahmut Özyener “Enflasyon ile mücadelenin tavizsiz devam edeceğine inanıyoruz. Buna bağlı olarak yıl boyunca 2024’te uygulanan sıkı para politikası kazanımlarını takip ediyor olacağız” diyor. %30’luk asgari ücret zammını takip edeceğiz diyor sevgili burjuvamız ‘Patronların elini tutmuyoruz’ söyleminin ne kadar geçerli olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Ege Bölgesi Sanayi Odası yönetim kurulu başkanı Ender Yorgancılar da destek talebinde bulunuyor. “Ülke ekonomisine değer katan sanayicilerimize gerekli desteğin sağlanması ve mevzuatlarda engel değil, kolaylık yaratılması…” yeni yıl dileği olarak söyleniyor. Sanki vergi borçları silinen, tüm fonlar emirlerine amade edilen, her türlü yasa dışı uygulamayı hayata geçiren kendileri değilmiş gibi.
Son olarak Ege İhracatçılar Birliği koordinatör başkanı Jak Eskinazi’nin yeni yıl mesajına bakalım. “Enflasyonu yenmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biraz dişimizi sıkacağız, maalesef sabretmekten başka şansımız yok” diyor. Sabretme görevini tabi ki hükümet gibi işçi ve emekçilere yüklediği açık. Enflasyon ile mücadele demek onlar için işçilerin bedel ödemesi anlamına geliyor. %300- %400 kar açıklayanların sabrı daha fazla sömürü oluyor.
Mesajları ve niyetleri oldukça açık. Düşük ücret, düşük enflasyon ve kurtuluş reçetesi masalına kanmamızı bekliyorlar. 54 Afrika ülkesinin 34’ünde enflasyon %5’in altında. Bize en yakın olan ise savaş halinde olan Güney Sudan. Enflasyon %109! Halkın ve emekçilerin tüketim talebini bastırmak, bu yolla enflasyonu düşürmek reçetesinin karşılığı tam bir açlık ve yoksulluk düzenidir.
Çok uzağa gitmeden bir de yaşadığımız şehre, İzmir’e bakalım. Bu yıl İzmir’de hane başı gelir %97 artmış. Bu artışa rağmen İzmir’de yaşayanların %30’u asgari ücretin altında, açlık ve sefalet koşullarında yaşıyor. En düşük gelire sahip %10 bu yıllık gelirin yalnızca %2.4’ünü alabiliyor. En zengin %10 ise yıllık gelirin 3’te 1’ine çöküyor.
Açık gerçek budur. Yeni yıl mesajlarında azgın sömürünün startını verenler bizleri açlığa sürüklemeye çalışıyor. İşçi ve emekçiler dur demez ise 2024’te yaşadığımız koşulların daha kötüsü bizi bekliyor. Sömürünün artacağı bu yıla emekçiler cevap üretme zorunluluğu ile karşı kaşıyadır. Parolamız bir zincir yitirip, bir dünya kazanmak olmalıdır.
Serdar Gür
Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi C3-18
03.01.2025