2025 yılında ekonomik-sosyal saldırılar yoğunlaşacak…

Kararlı bir mücadeleye hazırlanalım!

İşçi sınıfı ve emekçiler dişe diş bir mücadele yılına hazırlanmalılar. Emekçiler, OVP kapsamında iktidarın dayatacağı ekonomik-sosyal yıkımı ve TİS süreçlerini krizin faturasını reddeden bir tutumla karşılamalı; birleşik ve kitlesel mücadeleyi güçlendirme bakışıyla hareket etmelidir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 26 Ocak 2025
  • 12:30

İşçi sınıfı ve emekçileri hareketli geçecek bir yıl bekliyor. Ekonomik krizin maliyetini emekçilerden tahsil etmek için dayatılan faturanın sonuçları güncel yaşamda her yönüyle derinden hissediliyor. Mehmet Şimşek’in İMF patentli ekonomi programı bu yıkımı daha da derinleştirmeyi hedefliyor. Sermayenin kâr oranlarının korunup-artırılmasını temel alan Orta Vadeli Program (OVP) ile ücretlerin düşürülmesi, vergi artışları, ekonomik ve sosyal hak gaspları ve toplu işten atmalar hedefleniyor.  

OVP kapsamında “kararlı ekonomi programı” uygulayan iktidar, asgari ücrete TÜİK verilerine dayanan sahte enflasyon oranlarının dahi altında bir zam yaptı. Ardından emeklilere açlık sınırının çok altında kalan “maaş artışı” dayatıldı. Kamu emekçilerine ise resmi enflasyon verileri üzerinden zam yapıldı. Milyonlarca işçi ve emekçiyi etkileyen bu süreç şu sıralar tek tek fabrikalarda yapılacak ücret artışlarını da belirleyecek. Zira kapitalistler, asgari ücrete yapılan zam oranını işçilere dayatacak. Sermayedarların ve AKP-MHP iktidarının ekonomik-sosyal yıkım dayatmasının karşısında temel belirleyen ise, işçi sınıfının vereceği örgütlü mücadele olacak.

Önümüzdeki süreçte ekonomik/sosyal yıkım dayatması ile insanca bir yaşam ve çalışma koşulları istemi arasında sürecek gerilim ve mücadeleye tüm yılı kapsayan TİS’ler gündemi de eklenecek. Deyim uygunsa 2025 TİS mücadeleleri yılı olacak. Yaklaşık 700 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu TİS süreci şu sıralar başlayacak. Şubat ayı itibariyle onlarca petrokimya fabrikasında da TİS süreçleri başlayacak. Bu yıl aynı zamanda 8 bin işçiyi kapsayan Tekstil Grup TİS süreci de var. Yaklaşık 4 milyon kamu emekçisi ile 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren TİS süreci ağustos ayı itibariyle başlayacak. Eylül ayı ise metal fabrikalarında on binlerce işçiyi kapsayan MESS Grup TİS sürecinin başlangıcı olacak…

İşçi sınıfı ve emekçi kitlelerin bilinç ve örgütlülük bakımında zayıf, mücadelenin ise sınırlı olması, emek düşmanı iktidarı da kapitalistleri de küstahlaştırıyor. İşçi sınıfı, on yıllardır içine hapsedildiği boğucu atmosferi aşamadığı için hak kayıpları yaşadı. Kendisini kuşatan ideolojik, politik ve kültürel önyargıları kıramadı. Sıradan sendikal örgütlülük alanında dahi gerilemeler söz konusu oldu. Bu tablonun yaratılmasında sermaye, devlet ve sendikal bürokrasi bir bütün olarak uğursuz misyonlar üstlendi. Onlar, net bir kapitalist sınıf bilincine dayalı pervasız bir saldırganlıkla hareket ettiler.

***

İşçi sınıfı ve emekçilerin yıllara dayalı bir mücadele süreci ve deneyimi var. Bu birikime dayanarak tabanda birlik oluşturmak, mücadeleyi bu temel üzerinde geliştirerek örülen engelleri yıkmak mümkündür. Bu yönde mesafe alınamadığında ise sıradan ekonomik ve sosyal haklar konusunda bile kazanım sağlamak mümkün olmuyor. Öfke ve tepkinin birikmesi, çalışma ve yaşam koşullarındaki kötüleşmenin boyutu ne olursa olsun bu temel gerçeklik yaşanan gelişmelerle bir kez daha doğrulanıyor.

İşçi ve emekçiler biriken sorunlar karşısında bir çıkış arıyor. Bu bağlamda yıkım saldırıları karşısında tek tek fabrikalarda gösterilen tepkiler ve örgütlenme çabaları artıyor. Her ne kadar kendi sınırlarının dışına çıkıp birleşik bir harekete dönüşmese de bu gelişmeler önemli veriler sunuyor. Sendikalı-sendikasız bir dizi fabrikada adım adım ivme kazanacak bir hareketliliğin yaşanması muhtemel. Geniş örgütsüzlük halinin baskın olduğu koşullarda sendikalı işçilerin ortaya koyacağı çaba ve mücadelenin önemi artıyor. Bu çabalar, sınıf mücadelesinin genel gelişimi açısından önemli olanaklar barındırıyor. Sendikalı işçiler de genel ekonomik-sosyal yıkımı derinden yaşıyor. Dolayısıyla bugün için sendika ağalarının denetimi altında olmalarına rağmen, bürokrasinin mücadeleyi engelleyici, uzlaşmacı, icazetçi yaklaşımına da iktidarın saldırılarına da tepki gösteriyorlar.

2025 yılında peş peşe gündeme gelecek olan TİS süreçleri, mücadelenin gelişimi açısından önemli dinamikler barındırıyor. Bu TİS süreçlerinde ileriye doğru atılacak her adım işçi sınıfının genelini de etkileyecektir. Zira sorunların, taleplerin, güncel ihtiyaçların kesişmesi hem TİS süreçlerinin hem genel sınıf hareketinin birleşik bir zeminde kendini ifade edebilmesi için uygun koşullar yaratacaktır.  

İşçi sınıfı ve emekçiler dişe diş bir mücadele yılına hazırlanmalılar. Emekçiler, OVP kapsamında iktidarın dayatacağı ekonomik-sosyal yıkımı ve TİS süreçlerini krizin faturasını reddeden bir tutumla karşılamalı; birleşik ve kitlesel mücadeleyi güçlendirme bakışıyla hareket etmelidir. İleri, öncü, devrimci işçiler görevlerine bu gözle bakabilmeli, mücadelenin bütünlüğünü gözeten bir hazırlık ve örgütlenme çabasını eksen almalıdırlar.