EİB: Bu korku duvarı aşılmalı!

Son dönem artan gözaltı, baskı ve tutuklamalara ilişkin paylaşım yapan Ege İşçi Birliği (EİB) “Biz işçi sınıfı ve emekçilerin kölece yaşam koşullarına mahkûm edilmesine, yaşamlarımızın köleleştirilmesine asla rıza göstermeyeceğiz” dedi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 03 Şubat 2025
  • 09:30

Ege İşçi Birliği (EİB) son dönem artan gözaltı, baskı ve tutuklamalara ilişkin paylaşım yaptı.

EİB’in sosyal medya hesaplarında yer alan paylaşım şu şekilde:

“AKP iktidarının derinleşen krize artan sosyal sorunlara tek bir çözümü var anlaşılan. O da baskı ve zorbalığı artırmak. Tüm toplum korku ile sindirilmek isteniyor. Yargı ve mahkemeler iktidarın elinde bir yıldırma silahına dönüşmüş durumda.

Toplumun tüm kesimleri tehdit ediliyor. Hukuk sisteminin temel yapı taşlarından biri olan barolara soruşturmalar açılıyor. Yöneticileri tutuklanıyor. Bir partinin başkanı başka bir ‘suçtan’ gözaltına alınıp ondan olmayınca öteki ‘suçtan’ tutuklanıyor. Müstakbel cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun gözü sonu gelmez soruşturmalar ile korkutulmaya çalışılıyor. Haberciler haber yaptıkları için tutuklanıyor. İnsanların oy vererek seçtiği belediye başkanları gözaltına alınıyor, yerine kayyımlar atanıyor. Menajerin biri dizi sektöründe tekelleşme var iddiasıyla soruşturuluyor ama sonra ‘Haziran Direnişinin’ planlayıcısı diye tutuklanıyor. Üstelik henüz çıkmamış bir yasa maddesinden…

Bunlar yine bilinenler, bir de basında kendine gereğince yer bulamayanlar var. ESP’den 34 arkadaşımız savcılık sorgusuna bile gerek duyulmadan kalıp haline gelmiş terör söylemiyle aynı akıbete maruz bırakıldı.
Biz, arkadaşlarımız Yücel, Fatma, Rohat, Serdar ve Emine zeytin toplamak için gittikleri evde gözaltına alınıp tutuklandıklarında bu ancak Aziz Nesin hikayelerinde olur demiştik. Şimdi bu hikâye tüm ülkeye yayılıyor.

Tüm toplum bir korku atmosferi içinde teslim alınmak, sindirilmek isteniyor. Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Ne bizim için ne onlar için. Bu saldırganlığın iktidarın gücünün göstergesi olduğunu düşünenler yanılıyor. Milyonlarca insanı bir baskı ve sömürü cenderesi içine mahkûm etmeye çalışan iktidar korkuyor. Korktukça daha da saldırganlaşıyor. Bu yüzden halen gezi sanrıları görüyor. Sıkıysa sokağa çıkın diyor. Toplumu ve muhalefeti tehdit ediyor.

Oysa ki meşruluğunu kaybetmiş bir iktidarı ayakta tutan şey kendi gücü değil, yoksulluk ve açlığa mahkûm ettiği milyonların korkusudur. Ama yukarda söyledik ya korkunun kimseye faydası yok. Bu korku duvarı aşılmalı, işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar talepleriyle meydanları doldurmalıdır. İşte o zaman bu baskı ve sömürü rejiminin kâğıttan bir kaplan olduğu ortaya çıkacaktır.
Biz işçi sınıfı ve emekçilerin kölece yaşam koşullarına mahkûm edilmesine, yaşamlarımızın köleleştirilmesine asla rıza göstermeyeceğiz. Cezaevinden mektubu bize ulaşan Fatma’nın dediği gibi ‘Engelleri aşacağız, baskıları yeneceğiz, diz çökmeyeceğiz, teslim olmayacağız. Ve en sonunda biz kazanacağız’"