Kadınlar katlediliyor, failler korunuyor

Kadın cinayetleri, şiddet, istismar gibi suçlar günden güne artıyor. Kadın düşmanlığında sınır tanımayan AKP-MHP iktidarı cinsiyetçi söylem ve politikalarıyla, yargısı ve medyasıyla hem cinayetlere kapı aralamaya hem de failleri korumaya devam ediyor.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 19 Şubat 2025
  • 20:30

2020 yılında Muğla’da yaşayan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı tarafından katledilmişti. Cemal Metin Avcı Pınar’ı canlı şekilde varile koyup yakmıştı. Bu caniye ‘tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme suçundan’ ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Şimdi ise Temyize taşınan karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından oy çokluğuyla bozuldu; ‘canavarca hisle öldürme’ ifadesi kaldırılarak ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasına karar verildi. Tepeden tırnağa çürümüş yargı sisteminin aldığı bu kararla birlikte AKP iktidarının utanç tablosuna bir yenisi daha eklenmiş oldu. Bir kez daha görüldü ki kadın cinayetini işleyen zihniyet, iktidardaki zihniyetten besleniyor.

***

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2024 yılında kadın cinayetleri rekor seviyeye ulaşarak 394’e ulaştı. ‘Şüpheli’ diye kayda geçen cinayetler ise 259. Öldürülen 20 kadın için güya koruma kararı vardı. İktidarın sözcülerinden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise koruma kararı olup öldürülen kadınlar için ‘evden dışarı çıktıkları için’ öldürüldüğünü söyleyecek, korumakla yükümlü olduğu kadınları kendi ölümlerinden suçlayacak kadar pişkin çıktı.

***

Şiddet ve cinayetler adeta bir salgın haline gelmişken, şiddete maruz bırakılan kadınların başvurabileceği sığınma evleri yok denecek kadar az. 2018 yılında sayısı 110 olan sığınma evleri 2024 yılında sadece 112’ye yükseldi. Var olan bu sığınma evlerinin işlevi ve niteliği ise tartışmalı. Çünkü sığınma evlerinde kalan pek çok kadın orada gördüğü kötü muameleden dolayı şiddet gördüğü yere geri dönmek zorunda kalıyor.

AKP-MHP iktidarının ilan ettiği ‘Aile Yılı’ ile birlikte kadınlar için bu sorunların artacağı çok açık. Saray rejiminin “nüfusu artırma planı” kapsamında eve daha fazla kapatılması ve daha fazla çocuk doğurması istenen kadınları yeni saldırılar bekliyor. Kadın emeğini esnek çalışma uygulamaları ile daha fazla sömürülmek istenirken güvenceli çalışma koşulları tümüyle ortadan kaldırılmak isteniyor. Aile kadınların maruz kaldıkları her türden şiddet ve istismara rağmen kadının sığınabileceği tek yer olarak kutsanıyor.

***

2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidar, 6284 Sayılı Kanun için de pusuya yatmış durumda. Kanunu kaldırmak olmazsa maddelerini esnetmek için fırsat kolluyorlar. Her söylemleri kadın düşmanlığını ele veriyor; her politikaları azgın sömürü, cinayet, şiddet, istismar için bir davetiye çıkartıyor. Bu ülkenin kadınları 23 yıldır her fırsatta kadını aşağılayan, ona karşı bitmek bilmeyen kin ve öfkesini her fırsatta kusan bir iktidarla yaşıyor. 

Ve kadınların yok sayılmaya, eşitsizliğe, şiddete, istismara, cinayete karşı sokakları doldurması, insanca bir yaşam için iş yerlerinde, fabrikalarda, mücadele vermesi AKP iktidarının sermaye sınıfı ile paylaştığı korkulu bir rüya olmaya devam ediyor.

8 Mart geliyor. Haydi korkularını gerçek yapmaya, bizlere ölümden, sömürüden başka bir şey vermeyen bu düzenden ve onun sadık bekçisi AKP iktidarından hesap sormaya!