“Kırmızı Kart!”

İşçi ve emekçiler 22 yıllık AKP saltanatına ve temsil ettiği sermaye düzenine karşı sınıf eksenli bir mücadele içine girdiklerinde, sosyal demokratların gerçek yüzünü ve rolünü daha berrak bir şekilde görme imkanı bulacaktır.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Ocak 2025
  • 15:30

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “sürprizim var” deyip toplumu “beklentiye”, sarayı ise derin bir “korkuya” sevk etmişti. 

Meğer sürpriz dediği şey, “kırmızı kart” göstermekmiş. Bildindiği üzere sarı ve kırmızı kartlar futbolda oyunun kurallarını ihlal eden oyunculara, saha kenarında bulunan yedek oyunculara ve teknik heyettekilere gösterilir. Bu kartlar uyarı ve oyundan ihracı içerirler.

Sarı kart uyarı amaçlı olarak verilir. Kırmızı kart ise, kesin cezayı ifade eder. Cezayı alan oyuncunun sahayı derhal terk etmesi gerekir. Kural tanımayıp direkt kırmızı kart gösterilenler ise 2-3 maçtan men edilir.  

Kart gösterdiği kişi kural diye bir şey tanımıyorsa, ki tanımıyor, Özel’in bu “kuralcılıktaki” ısrarı nedir?

Kısaca söylersek bu, saraya kalkan olup emekçi kitleri kandırmaktan öte anlam taşımayan bir tür cambazlıktır.

Bunu neden söylüyoruz?

Çünkü yirmi iki yıldır AKP’ye “sarı kartla” uyarı yaparak kol kanat geren CHP, rejim her sıkıştığında toplumsal öfkeyi dindirmek için şapkadan bir tavşan çıkarıyor. Bugün içinden geçilen darboğaz sürecinde mızrak artık çuvala sığmıyor. Bu kez de gelişen toplumsal öfkeyi dağıtmak için “sürprizim var” diyen ana muhalefet partisi başkanı Özel sahneye çıkıyor. 

Neden ortaya çıktı? 

Saraya “kırmızı kart” göstermek için!

Olup bitenler bir şakayı andırsa da Özgür Özel gayet ciddi, görev ve sorumluluk aşkıyla dolup taşmış görünüyor. Hatırlayın, yakın geçmişte “adalet yürüyüşü” ile sokakları tehlikeli gösterip halkın gazını alan yine bu partinin eski şefi Kemal Kılıçdaroğlu idi. 

Sosyal demokratların sokak mücadelelerini önlemek, onlara rağmen gelişen hareketleri ise düzen içinde tutmak için rol üstlendikleri hem tarihsel hem güncel örneklerle sayısız kez kayıt altına alınmıştır. 

***

Saray rejiminin can simitlerinden bir de CHP oldu. Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, tümü aynı “görev aşkı” ile bu çürümüş haramiler saltanatına payandalık etti.  

Güya muhalefet ederken emekçi kitlelerin, kadınların, emeklilerin ve geleceği çalınan gençliğin umuduyla oynuyorlar.

“Kırmızı kart”, işçi ve emekçiler tarafından egemenlere gösterildiği zaman anlamlıdır. Çünkü bu yolsuzluk düzeninin kanlı çarkları arasında ezilen, limon gibi son damlasına kadar kanı sıkılan yoksul işçi ve emekçilerdir.

Emeğin hak arayışını ve bu cendereden kurtuluşunu sermayenin sol soslu sosyal demokratları temsil edemez. Şu son 22 yıllık kesintisiz iktidarı boyunca AKP işçi ve emekçilerin boğazını sıktı. Buna karşı emekçilerin biriken ve yer yer patlayan öfkelerini dindiren, saraya ve sermayeye kol kanat geren CHP olmuştur. 22 yıldır ana muhalefet partisi olmasına, yerel yönetimler seçiminden birinci parti çıkmasına karşın ne kendilerine el veren Kürtlere ne de işçi ve emekçilere bir şey sunabildiler. Tam tersine, yolsuzluk düzeninin açıklarını kapatmayı, yırtıklarını yamamayı görev bellediler.

Neden mi? 

Bunun nedeni sınıfsal dokudan ileri gelir. Yukarda değindiğimiz gibi, sosyal demokrasi sermayenin ezdiği, dışladığı ve öteki gördüğü sınıf ve toplumsal kesimlerin temsilcisi olma kılığı altında sermaye sınıfına hizmet etmektedir. Diğer bir ifadeyle ait oldukları sınıfın çıkarlarını temsil ediyorlar. 

İşçi ve emekçiler 22 yıllık AKP saltanatına ve temsil ettiği sermaye düzenine karşı sınıf eksenli bir mücadele içine girdiklerinde, sosyal demokratların gerçek yüzünü ve rolünü daha berrak bir şekilde görme imkanı bulacaktır.

M. İmran