“Her 'reform' dendiğinde kötüye gidiş oldu”

ÖHD Eşbaşkanı Çiğdem Kozan, Erdoğan’a sunulması beklenen Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne ilişkin, “Her reform dendiğinde daha kötüye bir gidiş gördük” yorumunu yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 15 Ocak 2025
  • 11:00

Erdoğan’a sunulacak Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne dair Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Çiğdem Kozan ANKA’ya değerlendirmelerde bulundu.

Adalet Bakanlığı’nın Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle değişecek infaz sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kozan, şunları ifade etti:

“Her reform dendiğinde her ‘topluma kazandırmaya daha uygun hapishaneler’ dendiğinde daha kötüye bir gidiş gördük. Önceden insanlar en azından birbirine temas edebildiği, sosyalleşebildiği hapishanelerdeyken, biz F tipleri kötü derken, S tipleri açıldı. Tekli tutulmaya başladı insanlar. Bunlar topluma kazandırıcı değil. Bu, soyutlaştırarak herkesle temasını engelleyerek toplum dışı tutmaktır. Türkiye'de son dönemde infaza ve hapishanelere ilişkin yapılan düzenlemelerde olumlu bir şey yok ne yazık ki. Aksine şartlı tahliyenin engellenmesinden, hasta tutsakların hiçbir şekilde bırakılmamasından hücre tipi hapishanelerin yaygınlaşmasına kadar varan uygulamalar söz konusu. ‘Cezaevlerinde biz düzeltme yapacağız’ dendiğinde cezaevi sayısı arttırılıyor. S tipleri açılıyor, hala inşaatı devam eden hapishaneler var.”

Afyon T Tipi Cezaevi’nde bulunan Dijwar Nesri İsmail’in Türkiye’de en uzun süre şartlı tahliyesi engellenen mahpus olduğunu belirten Kozan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Dijwar, 33’üncü yılını bitirdi hapishanede, kendisi Suriyeli. Ailesinden bir eniştesi burada ama onun dışında eşi ve çocukları Suriye’de. Cezaevi müdürü, ‘Biz seni çok seviyoruz. Seni bırakmayacağız’ diyerek tahliyesini engelliyordu. 12 Aralık'ta tahliye edilmesine İdare ve Gözlem Kurulu olumlu karar verdi. Ancak tahliye sayılmaz bu çünkü kendisi ailesine teslim edilmedi, Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Orası da bir bir tutulma yeri. Avukat arkadaşlar geri gönderilmemesi için o karara itiraz sürecini yürütüyor. Türkiye'de artık genel affın dahi tartışıldığı bir süreçteyiz. Kamuoyu genel affı, İmralı'da yapılan görüşmelerle birlikte umut hakkını tartışıyor. İnsanlar farklı tahliye hakkını kazanmış olmasına rağmen, ‘hayır sen kazanmadın’ denilerek, hukukçu olmayan kimseler tarafından ellerinden alınıyor."