AİHM’e en çok başvuru Türkiye’den

AİHM 2024 yılı istatistiklerini yayımladı. Buna göre, 2024’te 21 bin 600 ile en fazla başvuru Türkiye’den yapıldı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 02 Şubat 2025
  • 14:00

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2024 yılı istatistiklerine göre, 2024 yılında yapılan 60 bin 350 başvurunun 21 bin 600'ünün Türkiye’den olduğu tespit edildi.

AİHM’nin 2024 yılına ilişkin istatistiklerinin yer aldığı yıllık rapor açıklandı. Rapora göre yıl boyunca Mahkeme, 36 bin 800’den fazla başvuru hakkında karar verdi. Raporda, “Mahkeme 10 bin 829 başvuru hakkında karar vermiş olup bu başvuruların 10 bin 241’i üç yargıçtan oluşan komiteler tarafından, 22 bin 200’den fazla ise tek yargıçlı oluşumlar tarafından karara bağlanmıştır” ifadesine yer verildi.

Mahkeme önünde bekleyen 60 bin 350 dava olduğu ancak bunda 2023 ve 2022 yıl sonu rakamlarına kıyasla sırasıyla 8 bin 100 ve 14 bin 300’lük bir düşüş kaydedildiği belirtildi.

Raporda, bir önceki yılın verilerinin karşılaştırmasına da yer verildi. Buna göre 2023 yılında mahkemede bekleyen dava sayısı 68 bin 450 iken 2024 yılında bu sayı 60 bin 350’ye düştü. 2023 yılında 34 bin 650 dava kayda alınırken 2024 yılında 28 bin 800 başvuru kayda alındı.

Mahkemede Türkiye’den bekleyen 21 bin 613 başvuru var. 2024’teki toplam 73 yargılamadan 67’sinde en az bir ihlal söz konusuyken beş tanesinde ihlal kararı verilmedi. Toplam 77 ihlal kararı verildi. Bir başvuru ise “dostane” çözüm ile sonuçlandı.

İki yaşam hakkı ihlali kararı verilirken, iki başvuruda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 2. madde kapsamında etkili soruşturma eksikliği kararı verildi. Bir başvuruda insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele kararı verilirken, iki başvuruda 3. madde kapsamında etkili soruşturma eksikliği kararı verildi.

Dört başvuruda şartlı ihlaller kapsamından karar verilirken 19 başvuruda özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali tespit edildi. 13 başvuruda adil yargılanma hakkı ihlali söz konusu iken bir başvuruda yargılama sürecinin ihlali kararı verildi. Dokuz başvuruda özel hayata ve aile hayatına saygı ihlali söz konusu iken bir başvuruda düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ihlali tespit edildi.

15 başvuruda ifade özgürlüğü ihlali saptanırken altı başvuruda toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ihlali söz konusuydu. Bir başvuruda ise mülkiyetin korunması hakkının ihlal edildiği tespit edildi.