Zorbalar kalmaz gider

Ancak sınıf mücadeleleri tarihinin bizlere gösterdiği bir başka gerçek var. Ne yaparlarsa yapsınlar, gün gelir zorbalar kalmaz gider! İktidarın korkularını gerçek kılmak ve zorbaların yıkılışını hızlandırmak sınıf mücadelesinin yükselmesinden geçiyor.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 22 Şubat 2025
  • 11:30

AKP-MHP iktidarı eliyle ülkede her geçen gün baskı ve terör tırmandırılıyor. Gün geçmiyor ki, güne yeni gözaltı haberleri ile uyanmayalım. İktidarın karşısında konumlanan herkes bu saldırıların hedefinde… Sanatçılar, gazeteciler, muhalif belediye başkanları, ilericiler, devrimciler sistematik olarak baskı, gözaltı ve tutuklama saldırıları ile karşı karşıya kalıyorlar. Artık iş o kadar ifrata varmış durumda ki, Saray rejimine tümüyle paspas olan yargı eliyle seçilen hedefe önce gözaltı işlemi yapılıyor, ardından suç üretiliyor. Kürt halkının iradesi yok sayılarak yine yargı eliyle üretilen suçlarla ardı ardına kayyımlar atanıyor.

Beraberinde muhalif en ufak bir sesin çıkması, gerçeklerin emekçi kitlelere ulaşması engellenmek isteniyor. Gazeteciler haberleri nedeniyle iktidarın hedefinde… Verilere göre 2024’ün son çeyreğinde 102 ayrı davada 181 gazeteci yargılandı. Toplam 18 gazeteciye 24 yıl, 11 ay, 16 gün hapis cezası ve 19 bin 860 TL adli para cezası verildi. Gazetecilere 25 yeni dava açıldı, 58 gazeteci gözaltına alındı, 11 gazeteci tutuklandı.

Son olarak Birgün gazetesi çalışanlarına yönelik uygulamada olduğu gibi gözaltına alınmaları için elle tutulur bir gerekçe olması da gerekmiyor. RTÜK’ün gündüz saatlerinde tehdit etmesi, Birgün çalışanlarının aynı akşam gözaltına alınmaları için yeterli bir neden sayılabiliyor.

Bunlar da yetmiyor. RTÜK’ün yetkileri artırılıyor, siber güvenlik yasa teklifi hazırlıkları ile muhalif tüm sesler kesilmek isteniyor.

Tüm bunların yanı sıra demokratik hak ve özgürlüklerin bir parçası olan eylem ve etkinlikler yasaklanıyor. Son olarak Antep Başpınar’da olduğu gibi kapitalistlerin çıkarları için devletin kurumları kendi hukuklarını dahi ayaklar altına alarak zorbalıkta sınır tanımıyor.

Özetle, saray rejimi baskı ve korkuyla ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Çünkü gün geçtikçe derinleşen ekonomik ve siyasi krizi yönetmekte zorluk yaşıyor. Krizin tüm yükünü yıkmaya çalıştıkları emekçilerin yaşam koşulları ağırlaştı, yoksulluk arttı, sosyal sorunlar derinleşti. Tüm bu nedenlerle işçi emekçilerin öfkesinin patlamasından alabildiğine korkuluyor. İktidarın ayakta kalabilmek için elinde baskı ve şiddeti kullanmak dışında başka bir seçeneği bulunmuyor.

Ancak sınıf mücadeleleri tarihinin bizlere gösterdiği bir başka gerçek var. Ne yaparlarsa yapsınlar, gün gelir zorbalar kalmaz gider! İktidarın korkularını gerçek kılmak ve zorbaların yıkılışını hızlandırmak sınıf mücadelesinin yükselmesinden geçiyor.

Emeğin Kurtuluşu’nun 50. sayısından alınmıştır