Engels Marx’ı tanımlarken, “o herşeyden önce bir devrimciydi” demişti. Bu aynı tanım en derin ve en tam anlamını, Lenin kişiliğinde ve tarihsel eyleminde bulur. Bunun gerisinde Lenin’in yaşadığı çağ, emperyalizm ve proletarya devrimleri çağı gerçeği vardır. Lenin, bu çağın ihtiyaç duyduğu proleter devrimci önderlik ihtiyacına, teoride olduğu kadar pratikte de en tam biçimde yanıt veren benzersiz bir devrimci olmuştur.
Lenin, temellerini Marx ve Engels’in attığı devrimci dünya görüşünün kararlı, tutarlı ve son derece yaratıcı bir izleyicisi olmakla kalmadı, onu tam bir başarıyla pratiğe de uyguladı. Ve nihayet, proleter devrimler çağını bizzat açan muzaffer bir devrimle taçlandırdı. Bu büyük tarihsel başarının gerisinde, Lenin’in, Marksizmin devrimci sınıf özüne ve yöntemine titizlikle bağlı kalırken, onu çağın yeni koşullarına başarıyla uygulaması ve böylece de bu yaratıcı çaba içinde geliştirmesi gerçeği vardır.
Lenin’in anlamak, böylece tarihte yerli yerine oturtabilmek için, Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’ne bakmalıyız. 20. Yüzyıl, bizzat Ekim Devrimi’yle önü açılan bir devrimler yüzyılı oldu. On yıllar boyunca halk devrimleri ve milli kurtuluş devrimleri birbirini izledi. Fakat Ekim Devrimi, bu devrimler zincirinin sıradan bir ilk halkası değildi. O anlamı, önemi, kapsamı, etki ve sonuçları bakımından tüm öteki devrimlerden temelden farklıydı. Tüm bu devrimlerin yalnızca önünü açmakla kalmadı, teorisi ve taktiğiyle onlara yol da gösterdi. Bu konumu ve karakteriyle Ekim Devrimi, hala da aşılamamış muazzam bir evrensel tarih olayı olarak durmaktadır önümüzde.
İşte Lenin böyle bir devrimin baş mimarıydı. Teoride olduğu kadar pratikte de.
Lenin teori planında devrimci işçi hareketinin Marx ve Engels’ten sonra yetiştirdiği en büyük devrimci düşünürdür. Çağımızı ve bu çağda proleter devrimin temel sorunlarını anlamayı ona borçluyuz. Ama öte yandan Lenin, dünya devrimci işçi hareketinin yetiştirdiği en büyük devrimcidir de. Ve o bu açıdan benzersizdir.
Tarihte sömürüye ve özel mülkiyete dayalı sınıf düzenine ilk büyük ve etkili darbe onun önderliğinde vuruldu. Sınıfların ve sömürünün olmadığı yeni bir toplum düzeni kurmaya yönelik ilk büyük tarihsel adımlar, onun yol göstericiliğinde atıldı. Bu bile Lenin’in neden tüm zamanların en büyük devrimcisi olduğunu ve öyle de kalacağını gösteremeye yeter.
Engels’in sözünü ettiğimiz ünlü konuşmasını bitirirken Marx için söylediklerini, Lenin için de tekrarlayabiliriz: Adı yüzyıllar boyu yaşayacak, eseri de!
Yaşasın Lenin!
Yaşasın Marksizm-Leninizm!
www.tkip.org’ dan alınmıştır…