Cezayir ve Fransa: Cepheler arasında

Cezayirli yazarlar Boualem Sansal ve Kamel Daoud, Fransa’daki ırkçı-sağcılar tarafından araçsallaştırılıyor…

  • Çeviri
  • |
  • Dünya
  • |
  • 17 Ocak 2025
  • 23:30

Fransız yazar Boualem Sansal, 16 Kasım 2023'te Cezayir Havaalanı'nda "devletin güvenlik çıkarlarını tehlikeye atmak" suçlamasıyla tutuklandı. Sansal, uluslararası üne sahip ve “Alman Kitap Ağı” Barış Ödülü gibi pek çok ödül almış bir yazar. Cezayir'i sert bir şekilde eleştiren Sansal, bugüne kadar herhangi bir siyasi sorun yaşamamıştı. Ancak tüm Cezayirli yazarlar gibi, okur kitlesi oldukça dar olduğu için, Fransa'da yayın olanakları arayışına girmiştir. Bu, bağımsızlık sonrası Cezayirli yazarların yaygın bir uygulamasıdır.

Sansal'ın tutuklanmasına neden olan olay, Ekim ayında sağcı Fransız gazetesi Frontières'te yayınlanan bir röportajıdır. Bu röportajda, Batı Sahra'nın Fas'a ait olduğunu kabul eden Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un görüşünü desteklemiş, Batı Cezayir'in büyük kısmının tarihsel olarak Fas monarşisinin etki alanında olduğunu, Cezayir'in ise Fransız sömürgeciliği sayesinde bir ulus haline geldiğini savunmuştur. Bu görüş tarihsel olarak hatalıdır, çünkü Fas'ın bugünkü sınırları, 16. yüzyıldan itibaren İspanya ve sonra Osmanlı İmparatorluğu tarafından belirlenmiştir.

Cezayir'in bağımsızlığından sonra Fas ile yaşanan silahlı sınır çatışmaları ve Cezayir'in Batı Sahra'nın kendi kaderini tayin hakkına verdiği güçlü destek göz önüne alındığında, Sansal'ın açıklamaları yalnızca Cezayir devletini değil, halkını da rencide etmiştir. Bu konuda içsel bir muhalefet bulunmadığı için, Sansal'ın tutuklanması gereksiz ve oldukça üzücüdür. İddiaları yanlış olsa da bunlar yalnızca onun kişisel görüşleridir ve yargı önüne çıkarılmamalı, bunun yerine kamuya açık bir tartışma konusu olmalıdır. Fransa'da da bu konuda fazla bir tartışma yaşanmadı. Ancak Macron'un Cezayir'in sömürge geçmişini incelemesi için görevlendirdiği tarihçi Benjamin Stora, Batı Cezayir'in bağımsızlık hareketinin temel itici gücünü oluşturduğunu, Fas'a katılma fikrinin ise bunun bir parçası olmadığını vurgulamıştır. Kolayca doğrulanabilir gerçekler olsa da Fransız medyası Sansal'ı "Cezayir'in Voltaire'si" (1) olarak tanıtmış ve onun sadece edebi çalışmalarından dolayı tutuklandığını iddia etmiştir.

Sansal'ın özgürlüğünden mahrum edilmesinin yanı sıra, Fransız sağının onu Fas politikasını desteklemek için kullanmasını da kınamak gerekiyor. Sansal'a yakın zamanda Fransız vatandaşlığı verilmesi, muhtemelen bu siyasi manevranın bir parçasıdır.

Bir diğer ünlü Cezayirli yazar Kamel Daoud da 2020'den bu yana Fransız vatandaşlığına sahip ve Fransa'da yaşamaktadır. Sansal kadar ilgi gören Daoud, birkaç ay önceye kadar Cezayir medyasında çok okunan eleştirel köşe yazıları yazıyordu. Ancak Fransız medyasında Cezayir'deki ifade özgürlüğü eksikliği hakkında yapılan şikayetlere katılmaktadır. Daoud'un şu an karşı karşıya olduğu sorun, Sansal'ınkinden farklıdır. Son romanı Houris nedeniyle kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle kendisine dava açılmıştır. Bu roman, Kuran'da cennette erkekleri bekleyen bakirelere atıfta bulunmaktadır; bu fikir ise günümüzde sadece radikal İslamcılar tarafından, genç teröristleri eğitmek için kullanılıyor. 

Roman, 1990'larda İslamcıların birçok kadını kaçırıp tecavüz edip öldürdüğü iç savaş sırasında hayatta kalan bir kadının hikayesini anlatıyor. Romanın karakteri, gerçek bir kişi olan Saâda Arbane'yi andırıyor. Çünkü Arbane'nin roman karakterinin fiziksel özellikleri, ona ait özelliklerle çakışıyor. Daoud'un eşi Aicha Dehdouh, Arbane'nin psikiyatrik tedavi gördüğü klinikteki tıbbi kayıtların kaybolmasını sağlamakla suçlanıyor.

Fransız medyası, Saâda Arbane ve avukatı ile yapılan röportajları ya da Daoud'un kız kardeşi Wassila ile yapılan röportajı göz ardı ediyor. Wassila, Daoud'a Cezayir'deki çalışmalarının Fransa'dakilerden daha önemli olduğunu hatırlatmak istemektedir.

Cezayirli bir diğer çifte vatandaş ve muhalif Rachid Nekkaz, entelektüellerin Fransız sağının manipülasyonuna alet olmamaları gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Cezayir'deki hukukun üstünlüğü eksikliği, ülkeye karşı yürütülen karalama kampanyalarını ve bu kampanyaların Libya ile Suriye'deki müdahalelere yol açan benzerliklerini haklı çıkarmaz.

***

Arka Plan: Sınır dışı etme skandalı

Macron'un Batı Sahra'nın Fas'a ait olduğunu kabul etmesinin ardından, Cezayir hükümeti yaz aylarında büyükelçisini geri çağırmış ve Fransa'daki konsolosluklara, sınır dışı edilecek belgesiz Cezayirlilere yedek belge vermemeleri talimatını vermiştir. Bu nedenle sınır dışı edilmek şu an mümkün değildir. Sağ kanat tarafından körüklenen Cezayir karşıtı kampanya, Cezayir kökenli internet fenomenlerinin dikkatini çekmiştir. Bu fenomenler, ya günlük ırkçılığa karşı savunma yaparak kendilerini ya da Cezayir'i savunuyor ya da sağcı Fransız akımlarına katılarak örneğin Kabiliye'nın bağımsızlığını talep ediyor.

Çeviri: Kızıl Bayrak

Junge Welt- Sabine Kebir / 17.01.2025

(1)    Paris'te doğan ve 18. yy. düşünürlerinden olan Voltaire, dünyaca ünlü bir yazar ve filozof olarak hayatı boyunca ifade özgürlüğünü savunmuş ve kendi dönemindeki yönetim anlayışına ve kiliseye karşı çıkmış, insan haklarına, bireysel tercihlere ve farklılıklara saygı duyulmasının savunuculuğunu yapmıştır.